gökyüzünden düşen bir yalnızlık sarkacıydı bu gece,
rüzgârın sustuğu yerde
adını unutan yapraklar gibi
sessizce salındım…
bir taşın kalbinde büyüyen sabırdım,
kırılmayı öğrenmiş
ama dağılmayı reddeden…
çiğ tanesi değil artık gözümdeki
bir dua gibi bekleyen su…
sokak lambası soluk,
yıldızlar tereddütlü
ama içimde hâlâ
yeşeren bir üzüm dalı var
seninle konuşmayı unutmayan…